Asit ile Bazların Yararları ve Zararları Nelerdir?

Asit ve bazların yararları ve zararları yönünden çeşitlendikleri bilinmektedir. Asitler ve bazlar temel olarak suda çözünebilen bileşenlerdir. Aralarındaki fark ise suda çözündüklerinde ortaya çıkan derişimdir.

Günlük hayatımızın tam olarak içerisinde yer alan asit ve bazlar çoğu zaman karşımıza çıksa da farkında olmayız. Midemizin içerisinde bulunan mide öz suyunda dahi asitler olduğu bilinmektedir. Doğru oranda ve doğru miktarda olduklarında asitler ve bazlar hayatımızı kolaylaştıran hatta ihtiyaç duyulan maddelerdir.

İlkokuldan itibaren kimya derslerinde sıkça karşılaşılan asit ve baz tanımlamaları aslında var olan maddelerin herhangi bir kimyasal tepkimeye sokulduklarında verecekleri tepkileri ifade eden kavramlardır. Asit ile bazların yararları ve zararları ise ne kadar kullanıldığına ve nerede kullanıldığına göre değişkenlik gösterir.

Asit Nedir?

Asitler suda çözündüğü takdirde suya H+ iyonunu veren hidrojen derişimleridir. Asit kategorizasyonunun temeli suda çözülmesi halinde H+ iyonu vermesi ile ilişkilidir. Bu durumun temel nedeni de asitlerin bileşenleri içerisinde bulunan hidrojen atomudur.

Basit bir ifade ile asitler içerisinde hidrojen barındıran maddelerdir. Bununla birlikte bazı istisnalar da mevcuttur. Aşağıda yer alan maddeler içerisinde hidrojen barındırmasa da asit grubunda yer almaktadır.

  • SO²
  • NO²
  • CO²

Günlük hayatta sıkça tükettiğimiz birçok besinin içerisinde asitler bulunmaktadır. Bu asitler doğru tüketildiğinde insan sağlığı için olumlu olabilirken yanlış tüketildiğinde hasara neden olabilmektedir. Günlük hayatta en çok tüketilen ve içerisinde asit bulunan besinler ise aşağıdaki gibidir;

  • Sirke,
  • Meyve suları,
  • Çilek,
  • Kola türleri,
  • Üzüm,
  • Turşu türleri,
  • Elma,
  • Meyve marmelatları ve reçeller.

Asitlerin hayatımızdaki yeri yukarıda bahsi geçen birkaç besinden çok daha fazladır. Tükettiğiniz birçok besin içerisinde bulunan asitler belli oranda insan vücudu için faydalı ve gerekli olabilmektedir.

Bir Maddenin Asidik Olduğunu Nasıl Anlarız?

Asit olarak bilinen maddelerin tespit edilmesinde kullanılan bazı yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler arasında en sık başvurulanlar ise;

  • Asitler sulu çözeltilerde elektrik akımını iletirler.
  • Asitler mavi turnusol kağıdı ile temas ettiklerinde turnusol kağıdının kırmızı renge dönüşmesini sağlar.
  • Suda çözündüklerinde H+ iyonu bırakırlar.
  • Bazlara tepki verirler.
  • Asitlerin üzerine fenolftalein döküldüğünde renkleri değişmez.
İlginizi Çekebilir  Kil Nedir? Özellikleri ve Kullanım Alanları Nelerdir?

Asitler ne kadar kuvvetli ise o kadar yakıcıdır. Yakıcılık oranını metal üzerinde deney yaparak test edebilirsiniz.
Asitler hakkında genel bir değerlendirme yapmak gerekirse ekşi tatlı, su içerisinde çözüldüğünde H+ iyonu ortaya çıkaran ve pH değeri 7’den küçük olan maddelerden oluştuğu söylenebilir. Bu katerizasyon dışında kalan ancak asit olarak adlandırılan bazı maddeler olduğunu da dile getirmiştik. Peki günlük hayatımızın içinde olan asitlerin yararları nelerdir?

Asitlerin Yararları Nelerdir?

Asitler doğru kullanıldığında oldukça yararlı olabilen maddelerdir. Genellikle zararları ile bilinseler de her maddenin olduğu gibi asitlerin de mevcut yararları bulunmaktadır. İnsan vücudu kelimenin tam anlamı ile uyum içerisindedir. Vücudun içerisinde bulunan asit ve bazlar dahi birbiri ile uyum içerisinde faaliyet göstererek canlılığın devamını sağlarlar. Pek bilinmeyen ancak duyduğunuzda şaşıracağınız asitlerin faydaları ise aşağıdaki gibidir;

Mide içerisindeki besinlerin sindirilmesinde etkin olarak mide asidi faaliyet göstermektedir. Mide asidi şişkinlik hissinin ve kabızlık sorununun engellenmesinde büyük rol oynamaktadır. Sindirim sistemi için büyük öneme sahiptir.

Humik asitler toprak yapısı üzerinde düzenleyici role sahiptir. Özellikle kil mineralleri ile bir araya geldiklerinde toprağın daha geçirgen olmasını sağlar.

Birçok yağ içerisinde doymamış yağ asitleri bulunur. Bu doymamış yağ asitleri kolesterol düzeyinin düşmesini sağlamaktadır. Kolesterol kaynaklı ortaya çıkan birçok rahatsızlığın önlenmesinde etkin rol oynamaktadır.

B vitamini adı altında bulunan bazı asitler gelişimsel geriliğin önlenmesinde büyük rol oynamaktadır. Özellikle yeni doğan bebeklerde gelişimsel sorunların ortaya çıkmasını engeller.

Asitlerin Zararları Nelerdir?

Asitlerin zararları temel olarak aşırı güçlü kimyasallar olmalarından kaynaklıdır. Asidik özellik taşıyan maddelerin yanlış kullanımı tahribata ve büyük zararlara yol açabilmektedir. Asitlerin ne denli güçlü olduğu ise pH değeri ile ilişkilidir. Yakıcı ve hasar verici olabilen asitlerin bilinen bazı zararları aşağıdaki gibidir;

  • Dokunulduğunda ciddi yanıklara neden olabilir.
  • Metal ile birleştiğinde hidrojen gazı açığa çıkmasına neden olabilir.
  • Asidin pH değerine göre yüzey ve alanların aşınmasına neden olabilir.
  • Asitlerin vücut ile doğrudan temas etmesi ciddi cilt rahatsızlıklarına neden olabilir.
  • Asit solumak vücutta geri dönüşü olmayan tahribatlara neden olabilir.
  • Sülfirik asit içeren maddelerin göz ile teması engellenmelidir. Temas halinde gözde kalıcı hasar meydana gelebilmektedir.
  • Yüksek sıcaklıktaki asitlerden yayılan koku zehirlenmeye neden olabilir.
  • Kimyasal asitleri koklamak solunum yollarına ciddi hasar verir.
İlginizi Çekebilir  Kezzap Nedir? Etkileri Ve Zararları Nelerdir?

Zararlı Asitler Hangileridir?

Asitlerin zararlı olup olmaması birçok faktöre bağlıdır. Ancak en bilinen faktör asidin pH değeridir. Asitlerin bazıları faydalı bazıları zararlı demek doğru olmayacaktır. Bununla birlikte aşağıda yer alan asitlerin özellik itibari ile insanlar için oldukça zararlı olduğu bilinmektedir.

  • HCN,
  • Hidroflokorikasit,
  • Sülfürik asit,
  • Nikrik asit.

Baz Nedir?

Bazlar suda çözündüğü takdirde suya OH- iyonu veren hidroksit derişimleridir. Sulu çözelti içerisine giren bazlar elektron kaybederek proton alırlar. Bazların belli başlı özellikleri mevcuttur. Hatırlamayı ve tanımlamayı kolaylaştıran bir özelliği de oldukça kaygan olmalarıdır. Sabun bazlar için iyi bir örnektir.

Bazların tatlarının da acı olduğu bilinmektedir. Asitler ve bazlar tepkimeye girdiğinde tuz meydana gelebilmektedir. Ancak bunun için doğru oranda birleşme gerçekleştirilmelidir. Birçok baz türü bulunmaktadır. Bazların bazı özellikleri aşağıdaki gibidir;

  • Tatları acıdır.
  • Ph değeri 7’den büyüktür.
  • Turnusol kağıdı ile temas etmesi halinde kağıdı mavi renge dönüştürür.
  • Bazların güçlü olanları yakıcı özellik gösterir.
  • Asitler ile reaksiyona girerler.
  • Sulandırılmış bir baz çözeltisi elektrik akımını iletebilmektedir.

Bazların Yararları Nelerdir?

Bazlar doğru kullanıldığında alanların temizlenmesi gibi farklı amaçlar ile kullanılabilmektedir. Özellikle temizlik söz konusu olduğunda ilk başvurulan kaynak bazlardır. Çok kullanılan sabun, lavabo açıcı, şampuan benzeri materyaller bazik özellik taşımaktadır.

Bazların günlük hayatta en büyük yararı temizlik imkanı sunmalarıdır. Bununla birlikte kimya alanında bazik özellik taşıyan maddeler birçok tepkimede etkin olarak kullanılmaktadır. Günlük hayatımızda ellerimizi yıkamak için kullandığımız sabunlardan tutun da saçlarımızı temizlerken kullandığımız şampuanlar bazik özellik taşımaktadır.

Bazların yararları ve zararları söz konusu olduğunda öncelik nasıl kullandığınızdır. Sıva ve harç yapımı gibi farklı sanayi alanlarında da kullanılan bazlar doğru oranda kullanıldığında oldukça faydalı olabilmektedir. Günlük hayatta en çok kullanılan bazı bazlar ise aşağıdaki gibidir;

  • Sabun ve lavabo açıcı (NaOH)
  • Sıva ve harç malzemesi (Ca (OH)2)
  • Antiasit (Mg (OH)2)
  • Şampuan ve sıvı sabun (KOH)

Bazların Zararları Nelerdir?

Bazların zararları yanlış kullanım ile ortaya çıkar. Bazı bazları günlük hayatta temizlik benzeri amaçlar ile kullanırken bazılarını hiçbir şekilde kullanmak mümkün değildir. Yüksek pH değerine sahip olan bazların insan vücudu ve çeşitli materyaller için doğrudan yakıcı olduğu da bilinmektedir. Bazların en çok bilinen zararları ise aşağıdaki gibidir;

  • Bazik özellik taşıyan temizlik gereçlerinin aşırı kullanılması cam benzeri yapıların matlaşmasına neden olabilir.
  • Bazların yüksek pH değerine sahip olanlarının doğrudan deri ile temas etmesi deriye zarar verebilir. Çamaşır suyu benzeri bazlar bunun en görünür örnekleridir.
  • Bazlar birbirine karıştırıldığında zehirli olabilecek gazlar açığa çıkabilmektedir.
  • Bazlar toksin etkiye sahiptir. Bu nedenle bazları koklamaktan kaçınmalısınız.
  • Baz içeren kimyasallar karıştırıldığında ve suya katıldığında suda yaşayan canlıların ölmesine neden olabilmektedir.
İlginizi Çekebilir  Fosil Yakıtlar Nedir? Nasıl Oluşur? Çeşitleri, Özellikleri

Asit ve Bazları Kim Bulmuştur?

Asit ve bazların keşfi kimya bilimi için büyük önem taşıyan bir konudur. Baz kelimesinin kökeninin Louis Lemery tarafından bulunması ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Lemery 1717 yılında baz grubunda yer alan maddeler için baz tanımlamasını kullanmaya başlanmıştır. Sonrasında modern anlamda baz kavramının kullanılmasında Rouelle’nin de payı vardır.

Asitler de tıpkı bazlar gibi belirli nitelikleri taşıyan kimyasal maddelerdir. Bu maddelerin benzer özellik taşımaları ile birlikte asit ve baz gibi adlandırmalara tabi tutulduğu bilinmektedir. Birçok asit ve baz türü bilim dünyasında geçmişten günümüze keşfedilmiş ve keşfedilmeye de devam edilmektedir. Asitlerin ve bazların insan yaşamındaki etkileri kullanıma bağlıdır.

Doğru kullanım ile asit ve bazları yararlı hale getirmek mümkün iken yanlış kullanımla da zararlı hale getirmek olanaklıdır. Yazımızda asitler ve bazlar hakkında merak edilenlere, asit ve bazların yararları ile zararlarına yer verdik.

Asitler ve bazlardan günlük hayatta faydalanmanın yanı sıra farklı alanlarda kullanılan bileşenlerin üretilmesi için de başvurulan kaynaklar olduklarını unutmamak gerekir. Asit ve baz karışımından elde edilen birçok farklı madde olduğu bilinmektedir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı